Kimi dedi, “HaberTürk müelliflerinin muhakkak dönemi var o sebeple yazmıyor!”
Kimi dedi ki, “HaberTürk’te teknik alt yapı çalışması var!”
Odatv, 3. Gün, 4. Gün, 5. Gün diye daima bu “suskunluk” haberini manşetinden verdi. Bu ısrarlı haberciliğe sonunda kimi medya siteleri, muharrirler eklendi.
Kimi, “seçim müddetince kimi köşe muharrirlerinin çok taraf yazması ve hatta ekranda muhalefeti desteklemek için ‘siyaseti dizayn ediyoruz’ demesi iktidar cenahından çok reaksiyon aldı” diye yazdı.
Kimi, “siyaset yazan köşe müellifliği artık dinozorluk oldu ve artık cümbüş vakti olduğu için buna uymayan gazeteciler işten çıkarılıp buna uyacak gazeteciler ile devam edilecek” diye yazdı.
Ardından HaberTürk’ten hangi gazetecilerin işlerine son verildiği yazıldı. HaberTürk’ten hangi gazetecilerin yazılarının konusunu değiştirerek işlerine devam edeceği yazıldı.
Odatv’ye gelen bilgilere nazaran HaberTürk’te yaşananlar hiç bu kadar yüzeysel değildi.
Hedefte tek isim vardı: Turgay Ciner!
ABD YATIRIMLARI
Geçen yıl HaberTürk sahibi Turgay Ciner’in ABD’de 2 milyar dolarlık yatırım yaptığı yazılmaya başlandı.
Bunlar sır değildi; Ciner Holding yöneticileri de ABD’de yapılan yatırımları açıkladılar.
Ayrıca Ciner’in NewYork’e yerleşmek için dört katlı Tudor üslubu konutu 22,9 milyon dolara satın aldığı, Central Park’a bakan Plaza Hotel’in üst katlarında iki rezidansı toplam 19,8 milyon dolar ödeyerek aldığı gündeme getirildi.
Ciner Kümesi şirketi Park Holding, Koreli OCI Company’nin Kuzey Amerika’daki iştiraki olan soda külü OCI Resources LP şirketinin yüzde 75 payının sahibi olması, Fransız kimya ve ilaç şirketi Rhône-Poulenc Stauffer Chemical’ın soda külü üretim kısmındaki ICI paylarını satın alması hiç yeni değildi. Lakin haberler yeni üzere yazılmaya başlandı.
Bu haberlerin çıkması tesadüf değildi. Birileri Ciner’e ileti veriyordu! Kimdi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’de kazanıp, sermayeyi Batı’ya götürerek, burada yatırım yapan Türk işadamlarına aralı olduğu sır değildi.
HaberTürk sahibi Turgay Ciner ile ilgili kuşkular Külliye’de 14 Mayıs seçim sürecinde artmaya başladı.
Seçim sürecinde Külliye medyayı ikiye ayırdı; ulusal olanlar- gayri ulusal olanlar! Kendilerine muhalif olsa bile ulusal olanlara müsamahayla bakılırken, işverenleri daima yurtdışında yatırım yapan Ciner Yayın Kümesi hakkında kuşkular doruğa ulaştı.
İktidar karşısında, başta ABD olmak üzere Batı’yı gördü ve aslında seçim konuşmalarında onlara karşı gayret ettiğini söyledi. Amaçta bunların “yerli ortakları” vardı!
Seçim sürecinde Ciner Yayın kümesi temsilcileri ile iktidar ortasında çeşitli “uzlaşma” görüşmeleri yapıldı.
HaberTürk’ün 28 Mayıs seçim gecesine kadar sürdürdüğü yayın çizgisi ipleri kopardı.
SALT KÖŞE MUHARRİRLERİ DEĞİL
Habertürk artık iktidarın amacındaydı. Bu şu manaya geliyordu.
Üzeri çizilenler aslında yalnızca köşe müellifleri değildi.
Habertürk, kimi köşe muharrirleri tasfiyesiyle nefes almaya çalışıyor. (Benzerini Aydın Doğan da yapmış, Ertuğrul Özkök, Mehmet Y. Yılmaz üzere müelliflerine aktüel yazılar yazdırarak gayeden çıkmayı düşünmüştü.)
Köşe müellifleri tasfiyesini kâfi görmeyen iktidarın gayesinde yalnızca tek ismin olduğu belirtiliyor: Turgay Ciner.
Erdoğan’ın bu yeni periyodunda medyadaki birinci adımı Ciner mi olacak?
Ciner, kimi köşe müelliflerini feda ederek yayın kümesini kurtaracak mı?
Soruların karşılığının kısa vakitte cevap bulacağı söyleniyor…